1 Aralık 2017
“İnsanlığın ölmediğini ispat edelim.”
HASENE International e. V.
Kreissparkasse KölnIBAN: DE80 3705 0299 0149 2890 54
BIC: COKSDE33XXX
Hasene Derneği Türkiye’de düzenlenen Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi’ne katıldı.
Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) Cumhurbaşkanlığı himayesinde Esenler Belediyesi’nin öncülük ettiği Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi (International City and Civil Society Organizations Summit) İstanbul’da gerçekleştirildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre Merkezi’nde 20–22 Ekim 2017 tarihleri arasında, 3 gün süren zirveye 60 ülkeden 192 sivil toplum kuruluşu ve üniversite katıldı. Zirvede farklı konu başlıkları ve konuşmacıların olduğu toplam 35 oturum yapıldı. Göçmenler, mültecilik ve sivil toplum kuruluşları başlıklı oturumda Almanya özelinde Müslüman Sivil Toplum Kuruluşlarının Göçmen ve Mülteci Çalışmaları konusuyla İslam Toplumu Millî Görüş Eğitim Başkan Yardımcısı Dr. Hakan Aydın bir sunum gerçekleştirdi. Dr. Aydın sunumunda IGMG’nin ve Hasene Derneği’nin Avrupa’da mültecilere yönelik çalışmalarından bahsetti.
Mültecilerin Almanya’ya gelişiyle birlikte ırkçı söylemler arttı
Yaptığı sunumda Dr. Hakan Aydın Suriye’deki iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana, Türkiye üzerinden Avrupa’ya yönelik mülteci akınının 2015 yılının eylül ayından itibaren ivme kazandığını vurguladı ve şunları söyledi: “Aylan bebeğin kıyıya vuran cesedi Avrupalı devlet yetkililerini harekete geçirdi. Angela Merkel’in mültecileri kabul etme noktasında ‘Biz bunu başarırız, ben buna inanıyorum.’ şeklinde açıklamaları oldu. Başbakan Merkel bu sebeple iç politikada ciddi tepkilerle karşı karşıya kaldı ve Alman basını tarafından çok ciddi bir şekilde eleştirildi.”
Avrupa’ya mülteci akınında en fazla yükü Almanya’nın çektiğini belirten Aydın, bu durumun Almanya’da ırkçı söylem ve politikaları artıran bir etkiye dönüştürüldüğünü ifade etti ve şunları paylaştı: “Bir yıl içerisinde 1 milyon mülteci Almanya’ya ulaştı. Almanya’da hâlihazırda 5 milyon Müslüman var. Bunun 3 milyondan biraz fazlası Türkiye kökenli. Ülkeye gelen son mülteci akını ile birlikte Müslümanların ülkedeki toplam sayısı 6 milyonu aştı. Mültecilerin Avrupa’ya gelişi ile ırkçı parti aşırı şekilde yükselişe geçti. Mültecilere yönelik saldırılar arttı. Bu zaman zarfında 642 kişiye saldırı yapıldı, 123 kişi yaralandı, mülteci kamplarına yönelik saldırılar oldu. Genel seçimlerde ırkçı parti oyunu yüzde 12,6’lara yükseltti ve meclise 94 milletvekili sokabildi. Bu manada 24 Eylül seçimleri mülteci krizinin gölgesinde gerçekleşmiştir, diyebiliriz.” diye konuştu.
Ensar olalım bir defa daha
Almanya’ya gelen mültecileri kamplarda ziyaret ettiklerini, her birisinin farklı ve acı hikâyeleri olduğunu söyleyen Aydın, Yunanistan’a geçerken iki evladını Ege denizinde kaybeden Afganlı bir annenin hikâyesinden etkilendiğini, o gün yazdığı bir yazıdan kesit paylaşarak aktardı: “Bugün Afganlı bir anneyle tanıştım. Yaşarken öldükleri vatanını terk ederek, bir ümit, Almanya yollarında iki evladını denize gömerek, hasta ve bitmiş bir hâlde, diğer yavrularıyla beraber kampımıza ulaştı. Dünyamız birilerinin yaşaması için diğerlerinin öldüğü bir yer oldu. İnsanlığın ölmediğini ispat edelim. Ensar olalım bir defa daha.”
Aydın İslami kurumların Avrupa’ya gelen mültecilere kol kanat gerdiğini, onlara ensar olabilme duygusu içerisinde çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Konuşmasında, mültecilere İslami kurumların desteğini göstermesi açısından, Alman Bertelsman Vakfı’nın bir araştırma sonucunu da paylaşan Aydın şunları aktardı: “Bertelsman Vakfı’nın yaptığı bir araştırmaya göre; Almanya’da, Müslümanların yüzde 44, Hristiyanların yüzde 21 ve ateistlerin ise yüzde 17’si mülteci çalışmalarına katılmıştır. İslami kurumlar olarak mültecilere yönelik çalışmalarımızı; ensar ve muhacir kardeşliği diyebileceğimiz kardeşlik çalışmaları içerisinde yürüttüler. İftar ve bayram sofralarının kurulması, yardımların cami merkezli olarak dağıtımı, koruyucu ailelik bağlamındaki çalışmalar, cami derneklerin 18 yaş altı ve kimsesi olmayan çocukların vasiliğini üstlenmesi gibi çalışmalar yapıldı.” Sunumunda Hasene Derneği’nin Avrupa’ya gelen mültecilere yönelik acil yardım çalışmaları yürüttüğüne değinen Aydın, Hasene’nin diğer proje, kampanya ve çalışmaları hakkında da kısa bilgiler verdi.
Mültecilerin kabulü ve oturum hakları
Aydın, mültecilerin ilk kabulü ve ülkedeki oturum hakları konusunda şu bilgileri paylaştı: “Mülteciler sınırda ya da ilk görüldüğü yerde ön kayıtları alındı. Buradan ilk alım merkezlerine yönlendirildi. Geçici olarak konaklayabilmeleri için okulların spor salonları kullanıldı ilk etapta. Okullarda eğitim alan öğrenciler bir buçuk yıl boyunca spor salonlarını kullanamadılar. Oralarda aynı zamanda mültecilerin sağlık kontrolleri yapıldı. Sonrasında her bir aileye bir oda tahsis edilmek suretiyle planlanmış, konteyner tarzı yerleşim yerlerine gönderildiler. Savaştan kaçan mültecilerin oturum süreleri ilk etapta 1 ila 3 yıl olarak belirlendi. Akabinde 2 yıl daha verilerek 5 yıla tamamlandı. Bu süreçte mültecilerin suça karışıp karışmamaları gibi durumlar göz önünde bulunduruldu. Almanya mültecilere vereceği oturum haklarında kişinin dil öğrenmesi, topuma entegre olması, iş bulması, kendi ayağının üzerinde durması ve faydalı bir birey olması gibi etkenleri göz önünde bulunduruyor. Duruma göre süresiz oturum dahi verilebilmektedir. Ülkeye gelen mültecilerin çoğunluğu genç ve erkek. Onların eşlerini ve çocuklarını da hesaba katınca sayı oldukça yükselecektir. Bu sebeple mültecilerin aile birleşimini seçimden önce durdurdular, seçimlerden sonra da kolay kolay açmayacaklar gibi gözüküyor.”
Zirvede stant açtık
Hasene Derneği Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi’nde stant açtı. 70 sivil toplum kuruluşunun stant açtığı zirvede, katılımcılar program aralarında stantları gezdiler. Hasene Derneği gönüllülerinden Ömer Benli Hasene standında bilgilendirme çalışması yaptı. Benli stant çalışması ile ilgili şunları paylaştı: “Birçok ülkeden katılan sivil toplum kuruluşları yetkilileri standımızı ziyaret ettiler. Etiyopya’dan, Çad’dan, Pakistan’dan, Togo’dan, Gine’den, Gana’dan, Bangladeş’ten, Kenya’dan yardım kuruluşları ziyaret edenler arasındaydı. Bu ülkelerde faaliyet yürüttüğümüz için bizi logomuzdan hemen tanıdılar. Hasene logosunu gördüklerinde hemen yanımıza gelip, ülkeleri için yaptığımız desteklerden dolayı teşekkür ettiler. Yardım götürdüğümüz ülke Sivil Toplum Kuruluş ülkeleri için, bilhassa eğitim faaliyetleri hususunda ağırlık vermemizi istirham ediyorlar. Kalıcı projeler talep ediyorlar. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, İsveç’ten Stockolm Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nihad Bunar standımızı ziyaret edenler arasındaydı. Kendilerine çalışmalarımız hakkında bilgi verdik.”